Duration 9:39

Atatürk'ün İlk Aşkıyla Tanıştığı O An

182 671 watched
0
5.1 K
Published 1 Apr 2021

Genç Mustafa Kemal Sofya'da bir şeyler atıştırmak amacıyla ana caddedeki Bulgarya Pastanesi’ne doğru yöneldi. Pastanedeki sobadan yayılan sıcaklık, dükkanın camlarının buğulandırmıştı. İçeriyi göremiyordu ama mis gibi peynirli baniçka kokusunu 20 metre öteden almıştı. İçeri girdi, pastane sahibini selamladı. Cam kenarındaki masalardan birine oturdu. Bir yandan elleriyle camdaki buğuyu silip sokağı görmeye çalışırken bir yandan da 2 porsiyon baniçka sipariş etti. Biraz bekleyecekti. Çünkü pastane bir hayli doluydu. Soğuk havadan kaçan herkes buraya sığınmıştı. Gözleriyle içeriyi taradı, tanıdık bir yüz aradı. Her masada en az 2 kişi varken o yine tek başına oturuyordu. Kahvaltısını yapmaya başladı. Büyükelçilik binasına doğru yola çıktığında tiyatronun önünden geçerek akşam programına bakmaya karar verdi. Neredeyse izlemediği hiçbir oyun kalmamıştı. Aralıklarla buğulu camı silmeye ve yoldan geçenleri izlemeye devam ediyordu. O sırada askeri üniformalı birisinin pastaneye doğru yürüdüğünü fark etti. İçeri giren asker, siparişini verdikten sonra beklemeye başladı. Bir yandan da müşterilere göz gezdiriyor, ellerini ovuşturarak sıcak havadan faydalanmaya çalışıyordu. Göz göze geldiler. Bir yerden tanıdık geliyordu karşısındaki bu adam. Askerin gözü de bu sarışın, mavi gözlü adamı bir yerden ısırıyordu. En sonunda tanıdı ve ona doğru yaklaştı. Bir önceki Türk-Bulgar yemeğinde karşılaşmış, hatta aynı masada oturmuşlardı. O ise Sofya’ya yeni geldiği ilk günleri dalgın geçirmiş, sosyal hayatında tanıdığı kimseyi aklında tutamamıştı. Selamlaşmanın ardından onun da hafızası tazelenmişti. Sofya’ya alışıp alışmadığıyla ilgili kısaca sohbet ettiler. Her şeyin yolunda olduğunu söylüyor, heybetli ve karizmatik duruşunun arkasında Türk devletinin gücünü taşıdığını belli etmek için asla içindeki yalnızlığı belli etmiyordu. Bir yanı ise gençliğinin baharında saat kavramını unutacak kadar arkadaş ortamlarında vakit geçirmek istiyordu. Akşam bir planı olup olmadığı sorusu gelince, bir an heyecanını gizleyemedi. “Şehir kulübünde devlet büyüklerinin de olduğu bir gece olacak. Türk heyeti de davet edildi. Muhtemelen elçiliğe gittiğinizde haberiniz olacaktı, ben erken davranmış oldum.” dedi asker. Haftalar, hatta aylar sonra mesleğinin de etkisiyle sosyalleşebileceği bir ortama katılacaktı. Görüşme dilekleriyle ayrıldı asker yanından. Baniçkasını daha iştahlı yemeye başlamıştı. İçerideki havanın iyice ısındığını hissediyordu. İçindeki gençlik ateşi sarıyordu her yanını. Akşama kadar saatleri sayacak, eğlence anını bekleyecekti. Her şey o gece başladı...

Category

Show more

Comments - 565